bilgi-dünyam
  SARIKAMIŞ OLAYI
 

 

Sarıkamış olayı

General Yudeniç'in telkinleriyle ana cephedeki taarruzun durdurulup Sarıkamış'ın tahkim edilmesi,savaşın gidişatını Ruslar lehine değiştirdi.Ruslar Sarıkamış'ı tahkim etmekte bir hayli geç kalmışları ama talih yine de onlardan yanaydı.Türk birliklerinin Sarıkamış'a ulaşmasından bir gün önce,24 Aralık gecesi,hiç hesapta yokken,kasabaya bir miktar Rus kuvveti gelmişti.2. Türkistan Kolordusu'nun her alayından birer takım asker ile iki obüs topundan meydana gelen bu birlikler Türk taarruzunun haber alınmasından önce Kafkas Özel Bataryası'nı oluşturmak üzere Tiflis'e çağırılınca Aras vadisi'nden Tiflis'e gitmek üzere yola çıkmışlar ve Türkler'in Sarıkamış yakınlarında görülmeleri üzerine Sarıkamış'ta alıkonulmuşlardı.

Türk taarruzunun Sarıkamış'ı hedef aldığı anlaşılınca buradaki Rus kuvvetleri arasında büyük bir korku baş gösterdi.Sarıkamış Müfreze Komutanı General Voropanof,ne yapacağını şaşırmış durumdaydı ve savunma için gerekli olan tedbirler,tesadüfen orada bulunan yetenekli subaylar tarafından alınıyordu.Demir yolu işçilerinden birlikler kurulmaya başlandı ve Tiflis'te ki hastalık izninden dönen Albay Bukretof'a dağınık kuvvetlerden bir müfreze oluşturup Bardız geçidinin koruması emredildi.Topçu subayı Muşelof,iki obüs topunu şehrin ana meydanında ki kilisenin yanına yerleştirdi ve böylece Ruslar,Sarıkamış'ın savunmasın için gerekli ilk kuvvetleri oluşturdular.Bu birlikler iki obüs topu,sekiz ağır makineli tüfek ve iki bin tüfeğe sahipti.

Taarruz karşısında korkuya kapılan Ruslar tüm imkanlarıyla Sarıkamış'ı savunmaya hazırlanırken,Enver Paşa buradaki birlikleri hala topları olmayan bir kaç bölük sanıyor ve Türk ordusunun ertesi gün Sarıkamış'a gireceğine kesin gözüyle bakıyordu.Hatta 24 Aralık'ta verdiği taarruz emrinde,ordu karargahının 25 Aralık öğleden sonra Sarıkamış'a nakledileceğini bile söylemişti.

9.Kolordu,Albay Arif bey komutasındaki 29.Tümen'in öncülüğünde 25 Aralık sabahı saat yedide Sarıkamış'a gitmek üzere Bardız'dan hareket etti.Birlikler daha sertleşmemiş,diz boyunu aşan karlarla mücadele ederek yürüdüler.Yürüyüş düzenli fakat asker yorgun olduğu için yavaş devam etti.Öncü kuvvetler öğleden sonra dört sularında Sarıkamış'a 3-4 km. mesafede bulunan Bardız Geçidi'ne ulaştılar.Hava iyice soğuduğu için yorgun askerler arasında donanların sayısı artmaya başlamıştı.

Geçit noktasının her iki tarafına, yürüyüşten 15 dk. önce ulaşan Albay Bukretof'un komutasındaki düşman avcıları mevzilenmişti.

Dinlenmeye fırsat bulamadan dört günden beri sarp dağlarda ilerleyen 25. bin kişilik 9. Kolordu hem çok fazla kayıp vermiş hem de kuvvetlerini henüz Sarıkamış etrafında toplayamamıştı.Bu nedenle Bardız Geçidi'ne sadece 2 bin kişilik bir öncü kuvveti ulaşabilmişti ve yanlarında 8 adet dağ topuda bulunuyordu.Sarıkamış'a taarruz etmek üzere olan Türk kuvvetleri ile kasabayı savunacak olan Rus kuvvetleri 25 Aralık gecesi sayıca eşit durumdaydılar.Türk kuvvetlerinin aç ve yorgun olması Ruslar açısından önemli bir avantajdı.Fakat Rus kuvvetleride alelacele oluşturulmuş derme çatma birliklerden ibaretti.

Ruslar stratejik konumundan dolayı Sarıkamış'ın ana savunma hattını,Bardız Geçidi'ne kurmuşlardı.Bu geçidin aşılması halinde kasabanın taarruz kuvvetlerine çok fazla direnebilmesi mümkün değildi.Enver Paşa bu nedenle düşmanın toparlanmasına fırsat vermeden bir an önce Sarıkamış'a girmeye sabırsızlanıyordu.Oysa kolordunun üst düzey komuta heyeti,Rusların Sarıkamış'a kuvvet kaydırmaya başladığından bihaber oldukları için Bardız'da ki muhalif tavırlarını sürdüyorlardı ve askeri dinlendirmek,geride kalan birlikleri ileri kaydırmak,karanlıktan yararlanıp düşman kuvvetlerini geçitten atmak niyetindeydiler.




Enver Paşa ısrarlıydı ve saat 19 sularında bir dağ topunun,geçit noktasına doğru ateş etmesini emretti.Niyeti,düşman mevzilerinde görünen karartıların top olup olmadığını anlamaktı.Ateşe karşılık verilmeyince karartıların top olmadığı anlaşıldı ve taarruz emri verildi.6 saat süren ve gece yarısına kadar devam eden taarruz sırasında,süngü hücumu ile geri atılan düşman kuvvetleri,Bardız Geçidi'ni bırakarak Sarıkamış'a çekildiler.Düşmanı takip eden iki bölük,kasabanın hemen yanı başındaki Yukarı Sarıkamış Köyü'nün yakınlarına kadar ilerledi.

Köyden Sarıkamış'ın ışıkları dahi görülmeye başlamıştı ve Sarıkamış etrafındaki levazım depolarının ele geçirilmesi,askerlerin sıcak kışlalara kavuşması ve kuşatmanın kuşatmanın tamalanmassı artık an meselesiydi.Kısacası,Türk birlikleri arzu ettikleri zafere ulaşmak üzereydiler.




Ancak en baştan beri Enver Paşa'ya muhalefet eden İhsan Paşa,bu defa gece taarruzuna alışık olmaya birliklerin dinlendirilmesini teklifetti.O zaman kadar İhsan Paşa'ya karşı gelebilen Enver Paşa,daha fazla direnemeyerek teklifi kabul etti.

Taarruzun durdurulması emri o zaman kadar ki hataların en büyüğü idi.

Gece taarruzunu durduran birlikler,Sarıkamış sırtlarındaki Samanlı Dağları'nda gecelediler.Bu sırada 17.Tümen'de savaş alanına yetişmişti fakat o gece 17. ve 19.Tümen aşırı soğuk ve tipi yüzünden mevcutlarının yarısından fazlasını kaybettiler.Ateş yakmayı başarabilenlerin durumu bir dereceye kadar iyiydi fakat bir çok asker ateş başı bile bulamadığı için donarak şehid olmuştu.

Oysa o gece Sarıkamış zaptedilseydi,askerlerimiz Soğanlı Dağları'nda yok olmak yerine sıcak kışlalarda geceleyecek,karınlarını doyuracak ve arkadan gelen kuvvetlerin kuşatma harekatını güvenli bir şekilde tamamlamalarını sağlayacaklardı.Bu durum levazım depolarını ele geçirilen,geri çekilme yolları kesilen Rus ordusunun teslim olmaktan yahut direnerek yok olmaktan başka çaresi kalmayacaktı.Fakat komuta heyetinin,özellikle de Kolordu komutanı Ali İhsan Paşa'nın muhalefeti yüzünden,Türk ordusu yakaladığı fırsatı değerlendirememişti.Taarruzun başından beri insiyatifi elinde bulunduran Türk kuvvetleri bu andan itibaren üstünlüklerini kaybettiler ve büyük bir hezimete doğru sürüklenmeye başladılar.

Taarruz durdurulduğunda Ruslar peyderpey Sarıkamış'a ulaşıyorlardı.İlk kuvvet 25 Aralık akşamı geldi.Takviye kuvvetlerin gelişi gece boyunca devam etti ve 26 Aralık sabahı kasabadaki Rus kuvvetlerinin sayısı,önceki güne nazaran 2 kat artarak 4 bin kişiye ulaştı.Oysa aynı gece Sarıkamı civarındaki Türk kuvvetlerinin yaklaşık yarısı Soğanlı Dağları'nda donarak şehid olmuştu.Zaman artık Türklerin aleyhine işlemeye başlamıştı.Sarıkamış'a giremeyen,aç ve perişan bir halde Sarıkamış civarındaki dağlarda gecelemek zorunda kalan Türk kuvvetleri eriyip yok oldu.Sarıkamış'taki Rus kuvvetlerinin sayısı ise giderek arttı.

Sarıkamış yakınlarına ulaşan Türk kuvvetleri,25 Aralık gecesi kazanma şanslarını yitirdikleri halde,en küçük bir bozulma emaresi bile göstermeden taarruzu azim ve cesaretle sürdürdüler,Türkler'in bu kahramanca mücadelesi,Rus ordusunda büyük bir korku yarattı.Cephe komutanı General Mişhlayevski,esir alınan Türk subaylarının üzerinden çıkan taarruz emrini görünce daha da ümitsizliğe kapıldı.26 Aralık gecesi,Bergman ve Yudeniç ile yaptığı bir toplantıda kuşatmadan kurtulmak için derhal geri çekilmeyi önerdi.Bergman'da aynı fikirdeydi fakat iyi bir asker olan Yudeniç,çok kötü şartlar altında savaşan Türk kuvvetlerinin birkaç gün içinde hiç savaşamayacak duruma geleceğini anlamıştı.Mişhlayevski,bu izhat üzerine Sarıkamış'ta ki durum kesinleşene kadar geri çekilmeyi erteledi.

Rus karargahında bu tartışmalar olurken 10. Kolordu,Sarıkamış'a ulaşmak için Allahuekber dağlarını geçmekle meşguldü.Yaklaşık 20 bin kişiyle başlayan bu tırmanış 19 saat sürdü ve maalesef büyük bir faciayla noktalandı.17 bin Türk askeri şehid olmuştu.Azim ve cesaretle Sarıkamış'a yürüyen kahraman Türk evlatları,Allahuekber dağlarının donduruvu soğuğuna ve boğucu tipisine dayanamayarak şehid olmuşlardı.Dağın güney yamaçlarına yalnızca 3 bin 200 kişi ulaşabildi.Bu askerlerin büyük çoğunluğunun elleri ve ayakları donmuştu ve %20'si savaşamayacak durumdaydı.



Büyük zayiat vermelerine rağmen 10. Kolordu'dan arta kalan birlikler,yılmadan ilerlemeye devam ettiler ve 27 Aralık'ta,Rus ordusunun can damarı durumundaki Kars-Sarıkamış demiryolunu tahrip etmeye muvaffak oldular.Keşif kollarının yaptığı bu harekat ,aslında Ruslar için bir tehlike oluşturmuyordu.Buna rağmen,demiryolunun tahrip edilmesi Ruslardaki panik ve korkuyu bir kat daha arttırdı.Savaşın başından beri büyük bir ümitsizlik içinde bulunan Mişhlayevski,Türk oerdusunun savaşı kazanacağına,Rus ordusunun bir şansı kalmadığını düşünerek,cepheyi teredip Tiflis'e kaçtı.Mişhlayevski'nin cepheden getirdiği kötü haberler Kafkasya'da büyük bir panik ve kargaşaya yol açtı.

Oysa,10. Kolordu'nun Sarıkamış civarına intikal etmesiyle birlikte Enver Paşa'nın planı sadece teorik olarak başarılmıştı.28 Aralık günü Sarıkamış'ı kuşatan iki Türk kolordusunun toplam mevcudu aç ve perişan halde bulunan BEŞ(5) bin kişiden ibaretti.Buna karşılık Sarıkamış'taki Rus kuvvetleri 15 bin kişiye ulaşmıştı.Ruslar'ın 34 topu ve birçok makineli tüfeği olmasına rağmen,Türk taarruzu devam etti.

Öncü kuvvetler bir ara Sarıkamış'a girmeyi bie başardılar ve başlattıkları süngü savaşıyla Ruslar'a önemli kayıplarr verdirdiler.Hatta Ruslar'ın Kazak Alayı Komutanı Albay Kravçenko da öllenler arasındaydı.Fakat düşmanın uzun menzilli sahra topları,ormanlar içine mevzilenmiş olan Türk birliklerini yerlerinden kıpırdayamaz hale getirdiği için öncü kuvvetler,Sarıkamış sokaklarında birkaç yüz şehid ve yaralı bırakarak geri çekilmek zorunda kaldılar.

Mişhlayevski'nin kaçmasından sonra komutayı devralan General Yudeniç,soğukkanlılığını yitirmeyip akıllıca hareket etti.Karşı taarruza başlamak hususunda acele etmedi ve Türk taarruz kuvvetlerinin gücünün kesilmesini bekledi.Nihayet 1 Ocak 1915 günü Türk kuvvetlerini Bardız-Sarıkamış-Eşekmeydanı üçgeninde çevirmek üzere bir kuşatma harekatı başlattı.

Rus ordusunun karşı taarruzu başladığında, Enver Paşa da mağlubiyetin kaçınılmaz olduğunu anlamıştı.Bu sebeple 9. ve 10. Kolordulardan arta kalan birlikleri,Sol Cenah Ordusu adıyla birleştirdi ve generalliğe yükselen Hafız Hakkı Paşa'nın emrine verdikten sonra 3 Ocak'ta cepheden ayrılarak Erzurum'a hareket etti.Ertesi gün 9. Kolordu kararhahına gelen Hafız Hakkı Paşa,acı gerçeği, 1. Fransuva'nın bir yenilgisinden sonra annesine yazdığı mektupta yeralan "şereften başka herşey mahvoldu" cümlesiyle açıkladı.Bu cümle tam manasıyla Sarıkamış Harekatı'nın ruhunu yansıtıyor.Türk askerleri,en ümitsiz anlarda bile en ufak bir yılgınlık ve bozgun emaresi bile göstermeden kahramanca savaşmışlardı.

Hafız Hakkı Paşa,4 Ocak'ta geri çekilme emri verdi.Bu sırada Rus birliklerinin tarruzu başladı ve atına atlayan Hafız Hakkı Paşa kurşun yağmuru altında güçlüükle uzaklaşabildi.Ancak diğerleri onun kadar şanslı değillerdi.9. Kolordu karagahı düşmana esir düştü.9. ve 10. Kolordu birliklerinden arta kalan askerler dağ yollarını takip ederek Bardız'ın doğusundaki Çemik köyü üzerinden Erzurum' çekildiler.Böylece büyük ideallerle başlayan Sarıkamış Harekatı'nda son perde en acı mağlubiyetle kapandı.

3.Ordu,Sarıkamış Harekatı'nda çok ağır kayıplara uğramıştı.En çok kaybı 9. ve 10. Kolordular vermişti.Cepheden taarruz eden 11. Koloedunun zayiatı diğerlerine nispeten azdı.Ancak harekatın olumsuz yölerini ön plana çıkaranlar,verilen kayıplarıda olabildiğince abartmışlardı.Bu sebeple Sarıkamış Harekatı'nda 90 bin Şehid verildiği,bugün bile dilden dile dolaşıyor.Oysa bu konudaki en yetkili kurumlardan bir olan Genelkurmay Başkanlığı Harp Encümeni'nin tespitlerine göre harekatta Türk ordusu,23 bini savaş alanında,10 bini de savaş hatları gerisinde olmak üzere toplam 33 bi şehid vermişti.Yedi bin kişi esir düşmüş,17 bin kişi de hasta ve yaralı olarak saf dışı kalmıştı.Yani yaralı,esir ve hasta düşenlerle birlikte Türk ordusunun kaybı 57 bin kişiydi.Rus kaynaklarıda bu rakamların doğru olduğunu onaylıyor.Nitekim harekat alanındaki şehid naaşlarının defin işlemleri tamalandıktan sonra,Ruslar'ın Kars'taki Askerlik Dairesi Başkanlığı'nın General Yudeniç'e sunduğu raporda 23 bin Türk'ün defnedildiği yazılmıştı.Hafız Hakkı Paşa ise tifüsten can vermişti.

Rus kaybının da yaralı,esir ve ölenler birlikte hesaplandığında 32 bin kişi olduğu ortaya çıkıyordu.

Harekatın devam ettiği günlerde şiddetli kış ve zorlu yürüyüşler,Türk birliklerinin şehidlerini defnetmesine izin vermemişti.Şoğuktan toprak donmuş,kazılamayacak durumdaydı..Bu seple kahraman şehidlerin aziz naaşları dağ başlarında,orman içlerinde,ıssız vadilerde defnedilmeksizin öylece bırakıldı.Bu mübarek naaşlar,bulundukları yerlerde aylarca öylece durdular.Nisan ayı başlarında açığa çıkan şehid naaşları vicdanları sızlatıcı bir hal almaya başladı.Bunun üzerine Rus yetkililer Sarıkamış kaymakamlığına emir vererek cenazelerin biran önce defnedilmesini istediler.Bunun emir üzerine civardaki Türk köylerinden toplanan amelelerden yüzer kişilik gruplar oluşturuldu ve her grubun başına bir imam tayin edildi.

Bahtsız Türk köylüleri,şehid kardeşlerinin cenazelerini dağ başlarından topladılar ve kazdıkları toplu mezarlara merasimlarle defnettiler.Şehidler üstüste koyunkoyuna toprağa verildi.Ayrıca her mezarın başına kaç kişinin gömüldüğünün yazıldığı tabelalar asıldı.Definler bir hafta kadar sürdü ve sonunda General Yudeniç'e 23 bin kişinin toprağa verildiği rapor edildi.



           

 
  Bugün 8 ziyaretçi (32 klik) kişi burdaydı!  
 
Arama.CC - Site Ekle, Link Ekle, Toplist, Url Ekle Eğitim Web Siteleri Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol